The individual has always had to struggle to keep from being overwhelmed by the tribe. If you try it, you will be lonely often, and sometimes frightened. But no price is too high to pay for the privilege of owning yourself...

Nietzsche

31 Mart 2009 Salı

XOX

hikayeler anlattım
kendimi korumak adına yalanlar söyledim..
yine bi masalın baş aktörüydüm
kötü cadı ya da kurt olabildim ancak ama
prenses değildim çünkü senin prenses demenle olmuyodu
çok ciciyim değil mi?
"sev beni" "ısırmam"
bu sefer roller değişti ben paniklemiyorum
ben gitmiyorum, kaçmıyorum işte
burdayım, burayı anlamsızca seviyorum çünkü
seni seviyorum
oysa sen gidiyosun, bırakıp gidiyosun işte
biliyorum, "gidiyorum ama bırakmıyorum" diceksin
yetmiyo bana yetmicek
bavullarını toplamışsın bile çoktan
kapının önündeler
vedalaşmışsın herkesle, herşeyle
artık aramızda 1 sokak olmicak
tüm hayatın burda geçmiş ama ait hissetmiyosun kendini
zorla olmaz biliyorum
benim gibi hissetmiyosun ayrılık sana koymuyo
ve aslında gitmelisin biliyorum
mantıklıyım, mantıklı olmalıyım..
kimi kandırıyorum MANTIKSIZIM İŞTE!
istemiyorum mantık zaten
sözüm yok susuyorum
senin için herşey ne kadar da basit
"hiç long distance" denemiş miyim?
allahın belasııı!!
distance'ı gaaaayet long 1 şekilde bi tarafına yerleştirirsin umarım
bencilim distance falan istemiyorum ben
hep 1 sokak ötemde ol istiyorum
seni seviyorum
seninle geçirdiğim her dakikayı seviyorum
teninin müptelasıyım
yanağındaki gamzeye, gözlerinin rengine,
hatta kolundaki yara izine bile aşığım
gitme diyemiyorum ama gitme noolur..!!

27 Mart 2009 Cuma

TGIF

Bugünlerde mutluyum evet evet gaaayet mutluyum.. güzel bi uyku çektim akşam, zaten yeni kalktım sayılır. Akşam da dışarı çıkıcam "just daaancee..!!" yapıcam. Kendimi toplamaya ihtiyacım varmış. Toparlandım artık, hayata dönüş yaptım :)

Blogumu baştan sona şöyle bi okuyunca bazı şeyleri açığa kavuşturma ihtiyacı hissettim. Biraz da kendim hakkımda detay veriyim dedim..

Kesinlikle full time depresif bi insan değilim tam aksine gayet çatlak, eğlenceli, manyak bi insanımdır. Niye böyle karanlık bi şekilde yansıtmışım kendimi anlayamadım! Artık karar verdim daha aydınlık yazıcam.

Alkolik değilim, kesinikle hayır!! Bilmiyorum evet belki biraz :(

Hayır tabikide hayatıma 1000000000 tane erkek girmedi, işin aslı gerçek sayı 3ü-5i geçmiyor.. (3ün-5in hesabını yapmayalım :))

Genelde spontane yazıyorum, o anda aklıma gelenleri döküyorum. Dijital günlük hesabı. Henüz eski yazılara sıra gelmedi.

Çoğunlukla çok çok az uyuyorum, günü 19-20 saat falan yaşıyorum taş çatlasa 18.

Okumazsam yazarım, yazmazsam okurum 2'sinden birini yapmazsam çıdırırım sanırım.

Moda blogu açmak istiyorum aslında bayadır. Bu işi bi çok insandan daha iyi yapabileceğimden de eminim. FASHION is my PASSION :P

İzmirliyim ama İstanbulda yaşıyorum.

Mentollü marlboro kullanıyorum. Şaka gibi biliyorum evet ama feci bi grip sonrası alışkanlık yaptı mentol.

Kahve bağımlısıyım günde en az 5-6 tane içerim.

Çok ciddi bi kitap koleksiyonum ve DVD arşivim var.

Yemek yapmayı severim hatta sevgililere, dostlara yemek yapmak en büyük zevkimdir. Geniş masalarda yenen uzuuuun yemekler falan... :)

Müzik konusu çok ciddidir benim için. Gerçi zevkim moduma göre değişiyor. Ama genelde bangır bangır rock müzik çalar evimde.

Oldukça uzun sürede hazırlanırım çünkü benim için hazırlanmak ayrı bi eğlence ve sanattır. Fonda hızlı bi müzik ve dans etmeliyim :P

Sarışınım ama saçlarımı koyu boyatıyorum. Ben böyle seviyorum, öyle kalacak deal with it!

Yalnız yaşıyorum ama çoğunlukla evim mülteci kamplarını andırıyor. Maddi anlamda pek de yalnız kalamıyorum yani..

Dünyada pek çok yeri gezdim, gördüm, yaşadım. Yinede hiçbir yer İstanbul'un yerini tutmuyor. Seviyorum ulaaaannn!! :))

Ufak, zayıf, minyon bi kızım.

Fena halde uçlarda yaşıyorum, ne zaman ne yapcağım hiç ama hiç belli olmuyo..

Bekarım ama sultan mıyım?!? Yoooo..!! :)

24 Mart 2009 Salı

ben ben ben ve sen

neden sürekli kaçtığımı
kaçak yaşadığımı merak ediyosun biliyorum
çünkü senin gibi olamam ben
sen olamam, senin olamam
yalnızlığı seçtiğimde 5 yaşındaydım
ondan öncesini de hatırlamıyorum zaten
senin gibi hissedemem ben
senin gibi yaşayamam
seni yaşayamam
tüm bunları yapamazken de
tek bişi yaparım
seni yok ederim mahvederim..

22 Mart 2009 Pazar

what doesn't kill u only makes u stronger

öncelerde zorlandım evet ama ayağa kalkabildikten sonra
herşey daha kolaylaştı
kalktım, sırtımdaki bıçakları çıkardım
başta biraz sendeledim ama
bu hayatımdaki ilk düşüş veya
düştükten sonraki ilk ayağa kakış değildi..
daha çok düşülüp kalkılacaktı
biliyodum
yavaşça yürümeye başladım
bu sefer kaçma planları yapmıyodum
ilk defa belkide savaş için hazırlanıyodum
yalan arayışlardan vazgeçtim
kendim oldum
benliğimi terketmedim, çabaladım
her sabah zavallı bedenimi yataktan söktüm
susup gülümsemedim
ilk defa herkese, herşeye tahammül etmeye uğraşmadığımı farkettim
asla doymak bilmeyen aç çakalları beslemek için
ruhumu satmadım
bu sefer umursamadım
isteyen istediğini düşünebilir dedim
delirmiş olabilirim, zaten deli olabilirim, deliyim evet
şimdi gülen çakallara sorarım
şaka ne?!

20 Mart 2009 Cuma

zaman

yazacak çok şey var ama cümleler bi türlü mantıkla birleşmiyor
günler, aylar, yıllar geçiyor bi şekilde
hayat akıyor, biz yaşıyoruz göya
kanımın kaynadığı günlerden, geçmişten bi hayalete rastladım
ne çok yanmıştı canım
kaşınmıştım ama :)
bi zamanlar uğruna herşeyin feda oldukları artık hiçbişi ifade etmiyodu
görüyorum
çok uzun zaman öncelerimin prensi karşımdaydı
ah ne çok sevmiştim onu!
şimdi bomboş baktım yüzüne
ruhumdaki fırtınalar son bulmuş belki
belkide dedikleri gibi zaman en mükemmel ilaç
çok uzun yaşamadım
evet ama çok şey gördüm
tam daha fazla artık ne olabilir derken
hayat sürprizlerle dolu ya işte
şaşırtıyor, şapkadan sürekli yeni bi şeyler çıkartıyor
bazen aynı şeyleri yine yeniden yaşatıyor
tarihi tekerrür ettirmekten hiç bıkmıyor, usanmıyor
kimler kimler gelip geçiyor..
zaman acıların etkisini de bi şekilde siliyor
biz büyüyoruz, olgunlaşıyoruz, yaşlanıyoruz..
ve ne yazıkki artık öğrendim iyiler hep kazanmıyor
kötüler kısa günden kar etmenin mutlaka bi yolunu buluyorlar
düzen insanın canını acıtıyor
artık garipsemiyorum, anlamaya çalışmıyorum bile
ne yaparsak yapalım insanlar değişmiyor çünkü
Brutus, Sezar'ı bıçaklıyor sırtından
herşeye rağmen herkes sadece bildiğini okuyor
günün sonunda kazanan yok
ama önemli değil artık
çünkü herşey doğru zaman geldiğinde bi şekilde geçiyor
manevi yaraların en güzel yanı bu belkide
iz bırakmıyorlar
hayır hiç acı çekmiyorum
çünkü sorgulamalarımın peşini bıraktım
sorgular kısır döngülere dönüşerek beynimi yoruyorlardı sadece
oturup ani bi ilhamla yazmaya başladım
yazdım yazdım yazdım..
defteri kapatıp rafa kaldırdığımda
aklımda sadece tek bi soru kalmıştı

ne kadarı yalandı?

18 Mart 2009 Çarşamba

closer

Kings of Leon'un Only by the night albümünü komple atmışım müzik çalarıma. Closer çınlıyo kulaklarımda, hastane koridorunda yarı uyur yarı uyanık şekilde yerimden kıpırdamaya korkarcasına oturuyorum. Herkes bana bakıyo, tanıdığım herkes orada. Müzik dinlememin nedeni de daha fazla onların düşüncelerini duymak istememem. Ne kadar iğrenç olduğumu veya acımasız bi cadıdan farkım olmadığını haykırmak istiyolar suratıma.. biliyorum.. Gerçekten merak etmeyin siz benim hakkımda benim bilmediğim bişi bilemezsiniz. Yinede kahve isteyip istemediğimi soracak kadar nazikler. Hatta aralarında yüzüme gülümseyenler bile var. Benim hatam değilmiş ne de olsa.. Tabiki benim hatam değil. O zavallı güçsüz bi sümüklü böcekse bunda benim suçum ne olabilirki? Ben mi dedim ona hadi bana aşık ol, geber aşkından, dayanama çıldır ve intihar et!
Güzel şarkı dinleyin tavsiye ederim..

stranded in this spooky town
stoplights are swayin and the phonelines are down
snow is cracklin' cold, she took my heart,
i think she took my soul
with the moon i run, far from the carnage of the firey sun

driven by the strangle of vain showin' no mercy i do it again
open up ur eyes you keep on crying, baby i'll bleed you dry
skies they blink at me i see a storm bubbling up from the sea

and it's coming closer

u shimmy shook my bones, leavin' me stranded all in love on my own
do u think of me? where am i now, baby where do i sleep?
feels so good but i'm old 2000 years of chasin' takin' it's toll

and it's coming closer..


Uzak dur benden, uzak durun benden daha fazla ceset bırakmak istemiyorum ardımda..

16 Mart 2009 Pazartesi

günah çıkarmak

paramparça ettim seni, bize ait herşeyi
ardıma bakmamacasına kaçtım
terkettim seni acımasızca
kaçarken geride kalan herşeyi yaktım
sana ait o dönem, o saf kalbim yok artık
kötü, kara, kirli bi zaman sonra
şimdi senin elini tuttuğum sokaklarda
bi başkası yürüyor yanımda
sokulmak için can atıyor bana
oysa ben donuk fahişenin tekiyim
ne kadar güzel olduğumu söylüyor
susuyorum
başka şeyler de söylüyor, dinlemiyorum bile
şen kahkahalarla gülüyorum zavallı halime
sorguluyor beni
sorular sorular sorular
tükenmek bilmeyen sorular
duymak istediği cevapları veriyorum
çok zeki olduğumdan değil
aynı yolları binlerce kere yürüdüğüm için
ben hep bi başkasının duymak istediklerini söyledim çünkü
senin, arkadaşlarımın, ailemin, sokaktaki adamın..
kimin ya da neyin peşinde olduğumun bilincinde değilim artık
bi neden, bi sonuç yok hayatımda
şimdi nefret ediyorsun benden
ama önemli değil
çünkü artık ben bile kendimi sevmiyorum..

15 Mart 2009 Pazar

bu gece

sarhoş kafama sabırla dayandığın için
buz tutmuş kalbimi ısıtmaya çalıştığın için
zımparalanmış ruhumu okşadığın için
teşekkür ederim.. seni tanımak da çok güzeldi..

13 Mart 2009 Cuma

eksik kısa cümleler

cümlelerim yarım kalıyor
dinlemek istemiyosun anlamak da
artık öyle hissetmiyosun
artık öyle düşünmüyosun hakkımda
biliyorum
seni tanımadığımı farkediyorum
kendini ve yarattığın herşeyi gizlemeye başladın
artık sözcüklerimiz çok farklı
bi çok açıdan anlamsız hatta
hayır ben değişmedim
değişen sensin..
bakmak istemiyosun görmekte
belki de kabullenemiyosun
bazen insan sadece bi hayale kapılır işte
onun peşinden gider
hayal gerçeğinden daha güzel, daha farklı gelir
hayal yok olduğu anda
herşey o hayalle birlikte sona erer bi anda
biliyorum..
söyleyecek fazla bişeyim yok
eksik kısa cümlelerim var sadece..

who's ur fantasy crush?

SID VICIOUS
1957-1979

12 Mart 2009 Perşembe

şimdi peki ya sonra?

ne yapıyosun desen bana
yerimde sayıyorum sadece
bekliyorum
neyi bekliyosam
bi adım ileri ya da geri atmıyorum
atamadığımdan değil
atmıyorum işte
yapıcak çok şey var
yapıcak hiçbişi yok
buraya ya da oraya ait değilim çünkü
kalmam için bi neden
gitmem için bi sebep yok
yokluklarla dolu hayatım
daha henüz en güzel yazımı yazmadım
çünkü henüz en güzelini yaşamadım diyorum
susuyorum sonra
yatağımın kenarında boş şarap şişeleri duruyo
oysa uyumuyorum hiç sızıyorum sadece
sokakları arşınlıyorum sabahtan akşama
iç dünyamı dış benliğime kapamışım
şuursuzum, kendimden bi haberim
bekleme beni
ben var mıyım yok muyum
onun dahi farkında değilim

ne yapıyosun desen bana
yerimde sayıyorum sadece..

10 Mart 2009 Salı

benimle kal

geCelerdir geziyorum şehri
gündüzlerdir sokakları Caddeleri bir bir yeniden keşfediyorum
bazılarının yüzleri tanıdık
ah ben bu sokakta sarhoş bi şekilde şarkı sölemiştim diyorum
ya da bi diğerinde köpekleri sevdiğimi hatırlıyorum
ışıklarına hayranımdır hep
enerjisine, dişiliğine

severim buraları, kendimi şehrin ateşine bırakırım
bu geCe belkide başka bişiye ihtiyaCım vardı ama
belki biraz sevgi belki biraz sıCaklık
belkide biraz yalnızlığımı paylaşmak
eski bi dostu gördüm
eski diyorum ama aslında yeni bi dost
öyle bi dost ki eskilerden daha öte geliyo bana

ve bu geCe sokaklara ihtiyaCım olmadığını farkettim
kendimi şehirde kaybetmeye de
paristeyim, dünyada olunabileCek en muhteşem yerde ama
bu geCe sadeCe bi bilgisayar ekranındaydı aradığım herşey..




o ya farkında değildi ya da anlam veremiyordu
belkide gerçekten gitmesi gerekiyordu
oysa ben ona beni bu akşam yalnız bırakmaması için yalvarıyodum..

9 Mart 2009 Pazartesi

direnmenin estetiği

konuşulanların çoğunu hatırlamayacaksın evet yaşananların çoğu soyut birer gölge olarak kalacak..
beynini acımasızca zorladım
aklında tutmak isteyeceğin öyle çok şey söyledimki
biliyorum
onlarla boğuşurken diğerlerini hatırlayamayacaksın
allak bullaksın şimdi
nefes al..
belkide bahsettiğin vampir gibi emdim kanını
direnme artık
bana bırak kendini
sabaha sadece basit bi baş ağrısı olacak
gerisi boşluk..

5 Mart 2009 Perşembe

bonjour

"sevgilim
bekliyorum, gelirsen sevinirim..." diye yazdı
hayatımda tek aşık olduğum adam
tek ait olduğum adam
kollarında huzur bulduğum
damarlarımda kanı dolaşan
belkide en deli yanlarımın yaratıcısı
benim mükemmelim
benim yakışıklım
benim babam..

yarın sabah yatağımdan yumurta kokusu ve ray charles'la uyanıcam
eski pikapta gıcırdayan bi melodi olacak
parmak uçlarıma basarak merdivenlerden inicem
sana arkandan yaklaşıp sessizce sarılıcam
tıpkı benim gibi temas etmeyi sevmediğin için önce irkileceksin
sonra yavaş yavaş evdeki varlığıma alışacaksın
salondaki masada bol bol kahve lekeleri olacak
düzensiz kitaplığındaki bütün kitaplarını indiricem aşağı
içinden en beğendiklerimi seçip kaşla göz arasında yürütücem
zavallı fransızcamı zorladıkça zorlayacaksın
nehre karşı en güzel şaraplarından içicez
dünya politikasında yine zıtlaşıcaz
beni sevdiğini söyleyeceksin
seni sevdiğimi söyleyerek karşılık vericem
kısa süre de olsa mutlu olucaz

sevgilim geliyorum...

4 Mart 2009 Çarşamba

bazen gitmek gerek

gelmeyecekmiş
mahalleden arkadaşlarıyla buluşması gerekiyomuş
ne zamandır görüşmemişlermiş
ama yarın tamamen benimmiş...
bi sor bakalım ben senin benim olmanı istiyomuyum?
göya akşam sende kalıcaktım sonra sabah bu sefer de sen bana kahvaltı hazirlicaktın
sen ağırlicaktın beni
akşamınada rakı balık yapıcaktık, en sevdiğimiz şeydi ya
küçük bi an için heyecanlandım ne giysem acaba diye telaş bile yaptım
sen deri ceketini giycektin biliyodum
onu çok beğendiğimi söylediğimden beri üzerinden çıkarmıyodun

kızıp kızmadığımı sorup duruyosun sürekli
kızmıyorum
gerçekten artık kim ne yaparsa yapsın etkilemiyor beni bunu farkediyorum
ruhsuzum, duygusuzum
her ne dersen de ben oyum işte
yarın gidiyorum
gitmek hep iyi gelir bana
uzaklaşmam gerek bi süre
sen ayrıntılarımı bilmiyosun tabi
sana göre kafa dağıtmaya gidiyorum
oysa ben kafamı bulmaya gidiyorum...


hoşçakal boşlukları doldurmaya çalışan adam.

2 Mart 2009 Pazartesi

L

sonumun kötü olacağını bile bile
o yola gitmek istiyorum
parçalanmaya aldırış etmiyorum
yaşamak istiyorum
görmek, hissetmek, tatmak..

1 Mart 2009 Pazar

bu sabah

Bi kadının bedeninde cebelleşen bi çocuk ya da bi çocuğun bedeninde sıkışıp kalmış bi kadın. Farketmez. Artık hangisi olduğumun bi anlamı yok. Çünkü artık kim olduğumu aramıyorum. Farklı yönlerimi törpülemeye çalışmıyorum. Deliliğimi gizlemiyorum. Bi zamandır uğraşmıyorum. Daha çok sevilmek için yalan söylemiyorum. Olduğum kişiyi reddetmiyorum, daha iyi olmaya gerek duymuyorum. Neysem o oluyorum, kimi zaman yalnız kalıyorum ama gece yatağa yattığımda daha rahat uyuyorum. Bu sefer ben seçtim yalnız olmayı. Kalabalıklar içinde bi zavallıyı oynayacağıma kendi yalnızlığımı sonuna kadar yaşıyim dedim. Yalnızlığımı seviyorum. Yalnız olduğumda gerçekten kim olduğumu hatırlıyorum. Kaçmaktan vazgeçip savaşmaya başlıyorum. . .

Sabahın 6.30'u Dj arkadaşım M ile köprüden geçiyoruz, hava o kadar pürüzsüz ve muhteşem ki bakakalıyorum. Kulaklarım pek bişi duymuyor, çok yüksek sesli müziğe maruz kaldılar. Kendi kendime kaldığım ufak bi anda düşündüm tüm bunları. Sabaha kadar bi dostumun yanında huzur buldum. Bu cumartesi gecesi eğlenmek değildi amaç. Artık zaten o kadar da eğlenmediğimi farkettim.