The individual has always had to struggle to keep from being overwhelmed by the tribe. If you try it, you will be lonely often, and sometimes frightened. But no price is too high to pay for the privilege of owning yourself...

Nietzsche

22 Nisan 2009 Çarşamba

Yol şarkıları ve Rastlantılar

Ipod'umun şarjı bitince, bağlantı kablosunu da yanıma almayı unutan bi salak olduğumdan dolayı dımdızlak ortada kaldım. Oldum olası da radyo olayını sevmemişimdir. Başkalarının seçtiği şarkıları dinleme zorunluluğu itici gelir nedense.. Önce İzmir'deydim, daha sonra da Antalya'ya geçtim. Road trip olayına bayılırım zaten :) uzuuun yollar boyu giderim. Saatlerce sadece yola bakıp müzik dinleyerek giderim. Gram sıkılmam. Öküz-tren misali?!?
Sabırlıyımdır, doğamda sakinlik vardır aslında.. Radyoyu açtım. Çok acayip bişi çalmıyor tabi. Genel, bilindik, popüler şarkılar işte. "aynen öyle, aynen öyle cıstakcıstak.." Daha önce bi blogda bahsi geçmişti (isim vermeyeyim şimdi :)) ama ilk defa radyoda çalınca dinleme fırsatım oldu. "Sevişmeden uyumayalım" güzel şarkıymış. Ne diyeyim bu durumda "anlaşmadan ölmeyelim bebeyim" hatta "biri bana gelsin o da sensin" ahaha mümkünse kimse gelmesin, malum yolum uzun.. seviyorum yalnızlığımı. Bu müthiş şarkı sözlerini nerden buluyolar çok merak ediyorum. Kaçımız sevdiğimiz insanla bu şekilde konuşuyoruz (?)

"gönül su bende yazı yazılamaz.." bu lafı sevdim evet :))

Türkçe popunun yeni-eski her türlü versiyondaki şarkısını dinleyip, yanıma aldığım deftere sürekli bişiler karaladıktan hatta arada kısa bi sürede olsa kestirdikten çok zaman sonra "Fix u" çaldı Power Fm'de. Aslında Coldplay'i pek sevmem, müzik tadıma yeterli gelmez. Tamam çok beter değiller ama fazla ortalık malı oldular sanki. Rastlantılar da işte bu şarkıyla aklıma geldi. Birini tanıdım yakın zamanda. Hep aynı zamanlarda, aynı yerlerde, aynı şeyleri yapmışız. Dünya üzerinde köşe kapmaca oynamışız hatta. Aynı anda Amerika'daymışız, sonra Fransa'da... liste böyle uzayıp gidiyor işte. Sonradan konuştukça bu rastlantılarımız garip gelmeye başladı. Bu arada İstanbul'da da aynı yerde oturuyoruz. Aynı sokakta. Tanışmamız ise bambaşka absürd olaylar zinciri ile oldu.
Gerçekten herşey sadece kader mi?
Sokakta dikkat bile etmediğimiz bi insan tüm hayatımızı değiştirecek "o" kişi olabilir mi?
ya da büyük fırsatları bazen saniye farkıyla kaçırıyor olabilirmiyiz?
Bu bahsettiğim kişi belkide bana bi cafeye girerken kapıyı tuttu ya da dolmuşta giderken yanıma oturdu. Ve ben belkide ona çok öncelerden ufak bi tebessüm ettim.
Coldplay bağlantısı da aynı Coldplay konserine o eski kız arkadaşıyla gitmiş, bende eski erkek arkadaşımla gitmiştim. O gün belkide o zamanki hayatlarımızın en mutlu günüydü. Kendimizi o insanlar olmadan düşünemiyorduk hatta. Diğer yarılarımızdı onlar..
Şimdiyse 2 yarım insan olarak oturmuş kaderimizi yaşıyoruz. Onu daha önce tanımış olmak istermiydim? Yıllar önce karşılaşmış olmayı?
Bilmiyorum
Belki de cidden herşeyin doğru olduğu tek bi zaman vardır. Gerisi paralel evren.

4 yorum:

  1. büyük fırsatları bazen saniye farkıyla kaçırıyosak varya başlarım öle hayata.başladığım hayatta beni bitirir muhtemelen.

    YanıtlaSil
  2. o zaman aldırma gönül aldırma senin için gelsin :)

    YanıtlaSil
  3. isim ver canım, isim ver. :)

    YanıtlaSil
  4. ayıp olur yaaa isim falan soora kimse kendini kullanılmış hissetmesin ;)

    YanıtlaSil