Paraya ihtiyaç duyduğumda kısa sürede satıp para ihtiyacımı karşılayabileceğim değerli hiçbir şeyim olmadığını farkettim. Bu farkındalık da trajikomik olaylar silsilesinin son halkasıydı aslında. Efenim yaşadığım evden kovuldum-yani neredeyse kovuldum-yok yok tevazuya lüzum yok resmen kovuldum. Zaten 2+1 evde, o, erkek arkadaşı ve ben olarak 3 kişi yaşıyorduk... Bir gün ortada hiçbir neden yokken "biz artık abuzittinle sadece ikimiz birlikte yaşamaya karar verdik, yani senin evden taşınman senin düzenini bir an önce kurman açısından da iyi olur" mesajı. Aslında mesaj bile değil watzup'tan yazıldı, yani kısa mesaj ücreti bile ödenmedi bu bilgi paylaşımı için. Çok ucuzumdur hep söylerim...
Kısa süre önce iş değişikliği yaptığım için işten "ben ev arayacağım" diye çıkıp gezinme şansım da yok. Hay canını yediğim abuzittin. Öğreteni bulsam "sevgili yapınca feleğini şaşıran bağyanlar" konusunda doktoraya kadar giderim. Bu hususta öğrenme açlığı ile nasıl yanıp tutuştuğumu bilemezsiniz. Bir ilim, bir irfan yuvası arıyorum, eğitim şart!
Neyse saçma sapan emlakçılarla, saçma sapan evler, ahırlar, izbeler, mağaralar, rezidanslar(!)- evet rezidans ben adama ödeyebileceğim kira limiti şu kadar diyorum, adam bana rezidans gezdiriyor gerzek- gördükten sonra bir şekilde başı sokacak delik buldum. Haydi taşın, haydi yerleş, haydi temizlik, haydi kop kop derken ev kadınlığında nurhayat'la kapışmak ile seda sayan izleyicisi olmaktan bir tık aşağıda bir yerlerde konuşlandım.
Çok ilginç bir semte taşındım, oldukça eski istanbulumsu ve hipstırlar haftasonları ellerinde nikon, canonlarıyla bu tezimi kanıtlarcasına dolanıyorlar. Köpek gezdiren yaşlı teyzelerle sohbet eder oldum. Geçen gece 3 sularında sigara almaya çıktığımda işe çıkmış kadın-adamların çaldıkları ilginç ultraarabesk şarkılarını dinledim.
Şehri severim, şehrin saçma yerlerinde, kozmopolit yaşamayı daha da bir severim. Ne yapalım paramız vardı da etiler-ulus-bebekte üç beş tur atmadık mı? Şahsi fikrimce kimse şehrin tek bir semtinde tüm hayatı boyunca yaşamamalı. Hatta gerekli imkan yakalanıyorsa ve biraz da cesaret varsa kimse hayatı boyunca tek bir şehirde yaşamamalı. Uww zengin mavraları atıyor demeyin, 16 yaşımdan beri bir şekilde kendi başımın çaresine bakıyorum. Bulaşıkçılıkla başlayan hikayemde belli mi olur belki benim de bir gün bir ufak barım olur, bir biramı içmeye gelirsiniz.
Hayata erken terk edilmelerle 1-0 geride başlamalar, ilerki yıllarda sorunlar üstünüze üstünüze geldiğinde hepsinin üstesinden tek başına gelebilen güçlü bir birey yaratılmasını tetiklemiş. Bir de hayatım zaten hiçbir zaman bir tek dert çıkarmadı benim karşıma, geliyorsa hepsi birden gelecek diye oybirliği yapılmış sanki yukarıdan.
Neyse bazı değişiklikleri yapabilmek için biraz daha cesaret ya da aslında bir ittirilme gerekiyormuş. Bak şimdi çok da şirin bir evim oldu, banyodan çıktığımda da çıplak dolaşıyorum oh! Hahahah şaka be şaka, çıplak mıplak dolaşmıyorum da yani hani istesem yapabilirim :) bir sürü dvd aldım, kitap aldım, içine 20 tane falan şarap sığan bir ufak şaraplığım bile var. İstediğim müziği açıyorum, elektronik zırvalar yükselmiyor artık evden, bangır bangır rock yapıyoruz. Geçen bizim çocuklar kaptı gitarları geldi müzik yaptık. Çok da güzel oldu.
Yakında misafirperverlikten börek açmaya başlayacağım korkusu, halihazırdaki tek sıkıntım. Onun harici ben ve diğer 6 kişiliğim çok çok iyiyiz. Teşekkürler Türkiye :)
Hiç yorum yok diye mi yazmayı bıraktın, yoksa sevgili mi yaptın? :)
YanıtlaSilhahah gelirli giderli olduğum belli değil mi :) yazmayı bırakmadım sadece hayat araya girdi yine, yeni ev/taşınma telaşı, kitap yazma, iş yoğunluğu... derken yazmayı bırak duş alacak vaktim yok :(
YanıtlaSilp.s. şu sevgili denen şeyi bi ben yapamadım be :)