Korkmaktan
başlasak mesela
Ben korkarım
Çok şeyden
korkarım
Sadece gecenin bi
yarısı fütursuzca sokaklarda dolanabildiğim için çok cesur sanma beni....
Korktuğumda bana
sarılabilirsin.
Sana ihtiyacım
olabilir...
Çok kere, çoğu
kere...
Birine
sarılmaktan da korkarım aslında
İnsanlara en çok
sarılmak istediğim anlar
Onların
hayatımdan yok oluşlarıyla aynı zamana denk gelmiştir hep...
Güçlü görmek
isterler ya beni
Ya da ben hep
güçlüyümdür ya
Başıma ne gelirse
gelsin
Köprüden geçerken
suya bakarım boş boş
Dinmek için,
dinlenmek için.
Aklımdan dahi
geçmez o arabayı durdurup o soğuk metal tellere tutunup
Ardından
ayaklarımı yerden kesip atlamak.
Su güzeldir.
Olağandır,
sakindir...
Dinginleşirim bi
an
İşte o an sarıl
bana
Savunma
mekanizmam kalmamıştır çünkü o küçük anda
Uzaklaşma sırf ben
kavranamam diye
Soğuk suyu sevmem
Batmaya
başladığımdan beri de yüzmeyi unuttum sayılır zaten
Elimi tut, ufağım
ya
Ayağım çabucak
yerden kesilecektir
Ayağımın bastığı
yere geri dönmek için çırpınacağımdır da büyük ihtimalle
Eğer benimle
devam edebileceksen açıklara çek beni
Yok ama eğer bu
an son anımızsa
Bırak kıyıya
çıkayım
Cesedimi sahilden
sabah koşusu yapan birileri bulmasın
Toplayıp
atmasınlar belediyenin çöplüğüne
Sadece elimi tut
Bileklerine
bağlanmış bir taş parçası misali seni dibe çekmek istemem
Ama bazen benim
bile yardıma ihtiyacım olabilir
Hem neden olmasın
ki
Bende etten,
kemiktenim...
Çelikten
yapılmadım.
Zaten suyun
kaldırma kuvveti yok muydu
Beni tutmak o
kadar ağır gelmeyecektir bu sefer sana
Musiki: Florence
& The Machines – Heavy in your arms