The individual has always had to struggle to keep from being overwhelmed by the tribe. If you try it, you will be lonely often, and sometimes frightened. But no price is too high to pay for the privilege of owning yourself...

Nietzsche

19 Eylül 2011 Pazartesi

Karma çok kaşarsın bebeğim :)

Sevgili günlük,


Evet cidden tam sevgili günlük tadında bir yazı geliyor, Lia'nın ergenliğine döneceğiz az sonra "please fasten your seatbelts and treytable'larınızı da kaldırıverin işte." Ben hostes olsam kesin hepiniz ölürdünüz herhalde ama merak etmeyin olmadım, zaten sanırım boyum da yetmiyor :) tehlike geçti......


Yine kendimi bilmez bi şekilde, kalabalık arkadaş grubuyla birlikte asmalıda bi mekanda kendimi dağıtıyorum. İnanılmaz birşey ama hayatımda tüm şımarıklıklarımı çeken, benim kadar manyak ve bencil bi insana gıkını çıkarmadan katlanan çok peygamber vari insanlar var. İyiki de varlar... Ama tabi bu durum her zaman böyle değildi. Örneğin erkenlik yıllarımda (let the game begin :)) çok yalnızdım ben. Bi kere zaten dış görünüş açısından buna resmen zorlamış olabilirim insanları. Sürekli simsiyah kıyafetler, kabarık dalgalı saçlarımı kendim kesmeler, aynı makasla vücudumun değişik yerlerinde iz bırakmalar, küfür, umursamazlık, dağınıklık, dış dünyadan tam anlamıyla kopuk bi okul hayatı... Arkadaşlarımın çoğu okul dışından insanlardı kafam neyi isterse, canım ne çekerse onun peşine giderdim. Hiç tanımadığım insanların evinde yatıp kalkmaya 13 yaşımda falan başlamış olduğumu düşünüyorum. 15 yaşımda uyuşturucu bağımlısı/baterist sevgilim vardı. Çok rohçuydum ya kot pantolonuma zincir bile takardım (hell yeahhh!!) 


Okulumuzun popüler her daim buram buram parfüm kokan, saçları her allahın günü düzgün, bol makyajlı, etekleri kısacık kızlarının benden korkmakta haklı olduklarını düşünüyorum. Popüler oğlanlarda dalga geçerlerdi benimle.. Vücudumdan tutun, kıyafetlerime, saçımdan, kendimi bi türlü açıklamaya kasmadığım için ağzımdan çıkan her cümleyle alay ederlerdi. Spor salonunun arka tarafında öpüştüğüm her herif okul servislerinde millete benimle yattıklarını ilan ederlerdi. Oysaki küçük kemikli vücuduma aykırıcasına hareket etmiş ve çok erken yaşta kocaman olmuş göğüslerimden ve yine orantısız büyük olduğunu düşündüğüm kalçamdan dolayı vücudumdan nefret ettiğim yıllardan söz ediyoruz... Bi erkeğin karşısında soyunabilme cesaretini reşit olduktan çok sonra gösterebildim ve o zaman zayıf ama kıvrımlı olmanın çok güzel bişey olduğunu kavradım. Artık vücuduma tapacak kadar özgüven sahibiyim. Gariptir ki bu kadar acımasız bi ergenlikten sonra hala inanılmaz bi özgüven sahibiyim. Bi yerlere girdiğimde benden nefret edeceğiniz kadar aşırı hareketlerimle ilgi çekmeyi umursamayacak kadar.....


O dalga geçen erkeklerin en kötüsünü hatırladım geçen gece. Daha doğrusu sıra beklerken arkamızda salak saçma konuşan sarhoş bi herife dönüp bakınca onunla burun buruna geldim. İnanılmaz ama hiç değişmemişti. Hala aynı 'hırbo', hala aynı 'öküzdü'... Normalde insanlar eski bi okul arkadaşıyla yıllar sonra karşılaşınca hafif de olsa bi gülümsemeyle selam verir ya... Ben o benden korkan popüler kızlara öyle yapabiliyorum mesela. Geçmişle uzun zaman önce hesaplaştım çünkü... Aptal amerikan filmlerinde dedikleri gibi "lise sizin hayatınızın geri kalanını belirleyen yer değil, sizsiniz..." Şimdi hepsinden kariyer, hayat, eğitim, insan ilişkileri... vs. olarak çok çok daha iyi noktada olduğum içindir belki. Onları hayatla bocalarken görünce ben onlara acıyorum şimdi. Roller değişti evet. Bunu bilerek ve isteyerek yapmıyorum ama çoğu zaman onlardan daha üstün olmak beni sonsuz mutluluğa ulaştırıyor. 


Bu hödük genç arkadaşa gelince, bizim kalabalık grubumuza sokulma çabalarına girmeye başladı mekandayken. Birbirimizin suratına bakmadığımız için anlam veremedim bu anlamsız çabasına. Ama bi kaç dakika içinde bizim gruptaki kızlardan birine yanaşınca herşey netleşti gözümde. Belki o bi zamanlar terör estiren herif olmasaydı ben onları ayarlayabilirdim bile... Eminim o anda eski yaptıklarını yapmamış olmayı diliyordur. Ya da belki de aklından geçen tek şey "şu ezik Lia bu olamaz" gibi bir düşüncedir. Sonuç olarak ben kazandım. Arkadaşım benim iki lafımla onu rezil edercesine kendinden uzaklaştırdı. Hatta çocuk mekanı terketmek zorunda kaldı. Ve o an çok önemli bişey farkettim. Ben çok değişmiştim, büyümüştüm hatta, ama o hala aynı zavallıydı. Artık lise bitmişti ve gerçek dünya onların alaylarından ve eleştirilerinden çok farklı şekilde işliyordu. Çünkü gerçek dünyada yalnız başarabilenler kazanıyordu...


Bu yüzden belki de teşekkür etmeliyim beni yalnız bıraktıkları yıllara. Çok iyi bir gözlemci yaptı bu beni. Benimle alay etmek için yaptıkları her saldırı beni çok daha güçlendirdi ve ben artık yalnız değilim. Hem de sırf yalnız kalmamak adına çevreme soktuğum insanlarla değil gerçekten dostluklarına paha biçemeyeceğim insanlarla birlikteyim.


Eğer bu yazıyı okuyan 18 yaş altı birileri varsa, özellikle onlara şunu söylemek isterim... Hepsi geçecek ve hayat çok daha güzel olacak yeter ki kendinizden ödün vermeyin...