Kaç yaşıma geldim halaa doyumsuz ergen misali gece dışarı çıkacağım diye herşeyi yapabilirim. Kırık bacağımla hoppidi hoppidi oynadığımı bilirim kızı zengin koca bulmuş anneler misalii. Yaşıtlarım gece alemlerinden elini eteğini çekip, dışarıda en fazla bir yemek yiyip sıcak yuvalarının yolunu tutarken hattaaa pek çoğu evlenip çoluk çocuğa karışırken ben halaa mekanlarda 92lilerle dahi olsa eğlenceyi sabaha kadar devam ettirenlerdenim. Duyan da parismilton sanacak beni sanki reinaya gidiyorum.
15 yaşımdan beri gece hayatım var ve halaa taksime doyamamışım anlaşılan. Eminim o bile benden bıkmıştır. Zamanında barları kapattığım dostların hepsi 'ayy artık kaldıramıyorum gece hayatını' teranelerindeyken, yıllarla istisnasız heerr gece gittiğim mekanların adları unutulmuşken ben halaa eskiyemedim. Abartmıyorum gece 2de arayın, nereye gittiğimizi bile sormadan 5 dakika içinde hazır olmazsam suratıma tükürün!!
Tabii yıllar içinde değişen şeyler oldu eskiden üstümdekileri çıkartamayacak halde eve dönerken şimdi gaaayet ayık taksiciye yol tarif ederken buluyorum kendimi. Eskiden nispeten pek yalnız noktalamazken geceleri şimdi tek başıma kalmak için bildiğin kaçarak terkediyorum mekanları. Yılların vermiş olduğu peek ciddi bir barmen-dj-kapı adamı çevrem var hatta çoğunlukla 'benim istanbulda giremeyeceğim mekan yok!' cümlesini bile kullanmışımdır. Üniversite yıllarında bazı mekanlarda çalışmışlığım bile vardır. Şu hayatta aç kalmam yanii :)
Beni örnek almayın siz siz olun dikkatli davranın diyeceğim ama ben hiç dikkatli olmamama rağmen istanbulun en tehlikeli yerlerinde bile başıma bir şey gelmedi şu güne kadar. Zaten o zamanlar gelmediyse şimdi hiç gelmez diye düşünüyorum. Ne gereksiz bir böbürlenme...
Ama ciddi bir tespit yapmak gerekirse gece hayatı çok değişti. Nesil mi değişti, devir mi değişti bilemiyorum ama...
Bundan yıllaaarr yıllaarr önce daha henüz taksimde galatasaraydan sonrasına yürünmediği zamanlarda herşey daha saydamdı. Taksimde genelde öğrenciler takılırdı. Öğrenciler dediğimde genelde kıt kanaat ay sonunu getirmeye çalışan bira ve winston sigara içen öğrencilerdi. Zengin öğrenciler taksimi leş ve iğrenç bulur, bu muhite gelirlerse kafalarının kesileceğine inanırlardı. Henüz elit tayfanın reina yerine asmalı mescite takılması başlamamıştı. Zaten düzen biraz öyle bozuldu galiba. Geçen arkadaşımın, arkadaşının, arkadaşının, arkadaşı olan çocuğun boğazdaki yalısına gittik mesela machine'den çıkıp... Hapçı mekanı dediğiniz machine yahuuu 'Noluyor lan' dedim kendi kendime. E tabii çelik de değişti :)
Mcdonalds sokağındaki pi'nin yeni açıldığı zamanları bilirim... Ne güzel mekan derdik delik deşik converselerimiz öylesine üzerimize geçirdiğimiz kot-tshirt ikilisiyle ne kadar umursamaz ne güzeldik. Şimdi taksime topuklu ayakkabı mini etekle geliyor genç kızlarımız.
Bir gün kenan doğulu taksimde takılacak deselerdi kıçımla gülerdim herhalde. O zamanlar teoman önüne gelen her dişiyi eve götürürdü, marjinal sanatçıydı taksimde takılırdı. (Kendime not: teoman bile gece hayatını bıraktı laaann)
Bir kaç sene öncesine kadar bizleri rock müzik denen 'gürültü'yü dinlediğimiz için hor gören serdar ortaççıların hepsi şimdi pop kültürüne bok atar, 'rockn rollayım beeenn' triplerinde paylaşımlar yapıyor sosyal paylaşım sitelerinde. Görüyorum canlar :) Efes one love neredeyse bomboş bir etkinlikken şimdi fötr şapkasını takan geliyor wallahaa sonra aaa 10. senesimiymiş??
Eskiden bu sokaklarda hastalık olduğuna inanan kızların dirseklerinde luivitonlarıyla (nasıl yazıldığını biliyorum ama şu anda pek umursamıyorum) beyoğlunda arzı endam ettiklerini görünce şaşırmıyoruz artık. Onlar çoğalmaya pembe-mor saçlı kızlar yok olmaya başladı... Punklar, gotikler, heavy metalciler yok denecek kadar azaldı biz kalemizi kaptırdık kapitalizme belki de... Sonuçta taksimin orta yerine içinde sephora olan alışveriş merkezi çaktılar ben hala sikilmiş götün derdindeyim. Hah bak çok güldüm şimdi :))
Not: Blog yazmaya bir gazetenin haftasonu ekine röportaj vermiş olan bi blogger'ın haberini okumakla başlamıştım. Benden eskiydi ve buralarda dolanan 3-5 kişi olduğumuz günlerde tabiki de benden fazla takipçiye sahipti. Bugün baktım da kendisinden epey oranda daha fazla takipçiye sahip olmuşum. Günümüzde milletin birbirini facebook'tan eklemesinin bile kimi zaman binbir kasışla gerçekleştiğini düşününce beni hiç tanımayan sizlerin yazdığım aklıma öylesine gelmiş şeyleri okuması, kimi zaman konular hakkında yorum yazmasının nasıl bir mutluluk olduğunu sizlere anlatamam. Ben şu güne kadar hiç kötü bir yorumla karşılaşmadım burada. Belki şanslıyım kimse beni aşağılamaya çalışmadı. Bazen gereğinden fazla açık sözlü davranmama rağmen hiç kimse beni 'namussuz' olmakla suçlamadı. Diyorum ya belki de şanslı olanlardanımdır :) Şu an mutlu olduğumun farkındayım. Binlerce teşekkürler!!!...
seni biraz sevdim ^x^
YanıtlaSilBeğenen olduğu gibi beğenmeyende olacaktır.Doğa kanunu bu.Aldırma.Bu ilk okuduğum yazın sanırım.Benim için güzel bir başlangıç...
YanıtlaSil15 yaşımdan beri gece hayatım var :) İlk okuduğum yazındı güzeldi.
YanıtlaSilTeşekkürler :)
YanıtlaSililginç olmuş, bana bir kadının bakış açısından olayları görme şansı vermiş oldun. insanın kendini korumaıs için salt fiziksel guce sahip olmasına alternatif... neşe dolu zıpır ve ucuk kaçık biri olsanda ( ilk izlenim ? :) ) derinden fark ediliyor eleştirel bir felsefenin sonucu olarak bu kadar saptama ve bu kadar cok soru bu kadar az cevap. bazen insana verilmiş en büyük hediyenin ve cezanın akıl oldugunu hatırlarım. buda öyle bir gun işte..
Siliyiyi ve kötüyü birbirinin yansıması olarak görüp yolumuza devam edecek olgunluk dilerim herbirimize.....
dr elektro
uçuğum ben kaçığım elbette... herkes biraz uçuk kaçık olsa hayattan çooookk daha zevk alır bence :) günde iki kere, yemekten sonra, uygun dozda tavsiye ederim :)
YanıtlaSilbenim cevaplarım yok. sorularım var sadece...
L